AB-NATO İşbirliği Ortak Deklarasyonu'nun imzalanmasının ardından Başkan von der Leyen tarafından yapılan açıklama

Sevgili Jens, sevgili Charles,

Geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı vahşice işgalini başlattığı günü, 24 Şubat gününü,  üçümüzün burada ayakta beklediğini asla unutmayacağım. Bu, birlik ve kararlılığın çok güçlü bir işaretiydi. Ve aynı birlik ve kararlılıkla bugün yine ortak bildiri için buradayız. Geçen yıl Rusya savaşı başlattığında dünyanın gözü Ukrayna'nın doğu cephesine kilitlenmişti. Ama aynı zamanda burada, Brüksel'de, bize bakıyorlar, hazırlıklarımızı ve tepkilerimizi inceliyorlardı. Ve o gün, dünya ne kadar güçlü bir şekilde birleştiğimizi gördü ve hala öyleyiz; birlikte, Ukrayna halkını destekliyor ama aynı zamanda Rusya'nın emperyal savaşına karşı duruyoruz. O zamandan beri birliğimiz ve kararlılığımız daha da güçlendi.

Tabii ki, Rusya'nın açtığı acımasız savaştan önce zaten çok yakın ortaklardık, bu yüzden birlikte yaptığımız birçok tatbikatla kriz tepkilerimizi test ediyor ve koordine ediyoruz. Daha iyi askeri hareketlilik, dezenformasyonla mücadele için siber saldırılara karşı işbirliğimizi artırdık; Lukashenko rejimi tarafından Letonya, Polonya ve Litvanya'ya yönelik düzenlenen hibrit saldırıları ele aldık. Seninle bölgeye yaptığımız ortak bir seyahati hatırlıyorum Jens. İçinde bulunduğumuz dönemden dolayı, 20 yılı aşan bu beraberliği güçlendirmemiz ve artık derinleştirmemiz gerektiğini biliyoruz. Çünkü Avrupa'nın güvenliği tehdit altındadır. Bu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılma isteğine de yansımıştır. İsveç ve Finlandiya'nın yakında NATO üyesi olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Danimarka'nın AB savunmasıyla ilgili devre dışı bırakma maddesini kaldırma kararına da yansımıştır.Bütün bunlar, sorunların farkında olduğumuzu, ancak buna karşı koyabileceğimizi gösteriyor.

Rus tehditleri ve meydan okumaları en acil olanlardır, ancak bir tek  bunlar yoktur. Ayrıca Çin'in uluslararası düzeni kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirme girişiminde bulunduğuna da tanık oluyoruz. Bu yüzden kendi dayanıklılığımızı güçlendirmeliyiz. Bu yeni Ortak Deklarasyon ile ortaklığımızı da bir sonraki aşamaya taşıyoruz. Mükemmel işbirliğimizi derinleştireceğiz ve yeni alanlara genişleteceğiz. Bunlardan dördüne kısaca bakmak istiyorum.

Birincisi, terörün yanı sıra hibrit tehditler ve siber tehditlerle mücadele konusundaki çalışmalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. Halihazırda yakın bir işbirliğimiz var ama bunu genişletmek ve derinleştirmek istiyoruz.

İkincisi: Gelişmekte olan ve yıkıcı teknoloji ve uzay konusunda işbirliğini hızlandıracağız. Zaten birlikte çok şey yapıyoruz ama çok daha fazlasını yapabiliriz.

Üçüncü olarak: İklim krizinden kaynaklanan güvenlik sorunlarını ele alacağız. Kulağa biraz uzak geliyor, ancak iklim krizi, kuraklık ve sel gibi aşırı hava durumlarıyla birlikte, tüm bölgelerde yoksulluğun, huzursuzluğun istikrarsızlığa neden olduğunu ve bunun giderek daha da büyüdüğünün tamamen farkındayız. Bu nedenle, bu aynı zamanda bizim için bir odak noktasıdır.

Ve dördüncü nokta: Elbette dayanıklılığımızı güçlendireceğiz. Bilgiyi manipüle etmeye yönelik habis yabancı müdahaleye karşı toplumlarımızın dayanıklılığından söz ediyorum. Ve en önemlisi, kritik altyapımızın her türlü saldırıya karşı dayanıklılığını. Kuzey Akım sabotajı, ağ altyapımızın güvenliği için daha fazla sorumluluk almamız gerektiğini gösterdi. Orada da, bu altyapının güvenliğinden tek tek ülkelerin sorumlu olduğunun farkındayız. Ve kesinlikle güvenlik açıklarını paylaşmayacağız. Ama bu en iyi uygulamaları, tecrübeleri takip ederek daha yakın çalışabileceğimiz ve işbirliğini yoğunlaştıracağımız bir alan.

Avrupa Birliği, Ukrayna'nın yiğit halkını desteklemek için elinden gelen her şeyi yapmaya devam edecek. Sert bir yaptırım rejimi ile Kremlin üzerindeki baskıyı mümkün olduğu kadar sürdüreceğiz. Bu yaptırımları Belarus veya İran gibi Rusya'nın savaşını askeri olarak destekleyenleri de kapsayacak şekilde genişleteceğiz. Ve Beyaz Rusya'nın Ukrayna'daki Rus saldırısında oynadığı role yanıt olarak Beyaz Rusya'ya karşı yeni yaptırımlarla öne çıkacağız. Ukrayna'ya önemli insani, ekonomik ve güvenlik yardımlarımızı gerekli olduğu sürece sürdüreceğiz. Ve elbette, Stratejik Pusula'da ortaya konulduğu gibi Avrupa savunma yeteneklerinin artırılması konusu da var. Bunun için artık savunma sanayimizin üretim kapasitesini artırmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ve askeri teçhizatın ikmalini koordine etmemiz gerekiyor.

Tüm bu konularda, İsveç'in Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı'nda Başbakan Ulf Kristersson ile birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Ve tabii ki Jens, bunu ve çok daha fazlasını yarın Komisyon'u ziyaret ederken, konuşacağız.